Takıntılarından ve yarattığı sorunlardan
kurtulmak için...

Rüya analiziyle terapi

Daha mutlu, başarılı ve güçlük olmak istiyorsanız, insanlarla
daha iyi iletişim kurmaya çalışıyorsanız, öncelikle bilinçaltındaki
takıntılarınızdan kurtulmalısınız. Bunun yolu da, rüyalarınız aracılığıyla alt
beyninizin farkına varmanızdan geçiyor. Rüya analiziyle bunu gerçekleştirmeniz
mümkün...

RÜYA: "Yoldayım. Yanımda küçük kızım ile onun yanında bir
çocuk daha var. Kız mı oğlan mı bilmiyorum. S. (komşum) ile karşılıklı
konuşuyoruz. Onun yüzünde birden kendi yüzümü görüyorum. Zaman zaman S. oluyor,
zaman zaman ben oluyorum. Saçlarım omuzlarımda (daha kısadır). Fön çekmişim ve
çok güzelim. Yüzüm pırıl pırıl, aydınlık."

ANALİZ: Komşusunun dişi güce ulaştığını (vajinal orgazmı
bildiğini) kabul ederek onu kıskanıyor ve kendisini onun yerine geçiriyor.
Vajinal orgazmı öğrenip, dişi güce ulaştığında pırıl pırıl ve aydınlık olacağına
alt beyin sistemi de ikna olmuş. Tipik bir iyileşme rüyası...

Okuduğunuz paragraf, kitaplardan edindiğimiz tipik bir rüya
tabiri değil, uzmanlık alanı uyku "psikofizyolojisi" olan Psikiyatrist Doç. Dr.
Nusret Kaya'nın kaleme aldığı "İyileşme Kitabı"nda yer alan bir rüya analizi. O
"alt beyin" ile "üst beyin" arasında oluşan ve rüyalara yansıyan
"takıntılarımızı" rüya analizleriyle ortadan kaldırarak bilincimizi yeniden
kaynağına doğru açmayı hedefliyor. Ancak, altını önemle çizmekte yarar
görüyoruz: Rüya analizini, rüya tabiri veya yorumuyla karıştırmamanız gerekiyor.
Batı'da pek çok psikiyatristin uyguladığı "Rüya Analizi", başlı başına bir bilim
dalı. Peki, rüyalarımız hem ruhsal sağlığımız hem de insanlar arası iletişimde
neden bu denli önem taşıyor?

Rüyalar mesaj gönderiyor...
Rüyalar, alt beyin ve
şuuraltı sistemlerinin özel bir evrensel sembol diliyle üst beyne verdiği
mesajları içeriyor. Şuuraltı ve alt beyin sistemleri rüyayı görüyor, üst beyin
sistemi hatırlıyor ve yazıyor. Böylece en azından alt ve üst beyin arasında bir
temas kuruluyor. Bu mesajları şu şekilde özetleyebiliriz: Üst beyne yani,
farkında olduğumuz üstteki kişiliğe "Senin beyninin derinliklerinde şu şu
takıntılar var. Bunları halledemezsen, o muhteşem alt beyinsel enerjini sağlıklı
olarak kullanamazsın" diyor rüyalarımız. Dolayısıyla rüyalarınız çözümlenerek
daha huzurlu, daha enerjik olmanız sağlanıyor. Rüya görmediğinizi
düşünüyorsanız, kesinlikle yanılıyorsunuz. Çünkü, her insan her gece rüya
görüyor. Rüyalarınızı hatırlamaya özen gösterirseniz, mutlaka hatırlarsınız.

Üst beyin önemli, ancak...
Doç. Dr. Nusret Kaya, beyni, "sağ ve
sol" yerine, "üst ve alt beyin" olarak tanımlıyor. Bir de bu ikisinin arasında
Nusret Kaya'nın ilkel libido seviyesi olarak tanımladığı bir tabaka mevcut. Üst
beyin, bir milimetre kalınlığında, girintili-çıkıntılı, kabuk görünümlü, gri
hücrelerden oluşan bir yapı. Tıptaki adı da "korteks" Beynin her iki yarım
küresini de kaplayan, bir buçuk metrekarelik bir zar. Bu bölümün maksimum
kapasitesi yüzde 28. İşte biz bu korteksle, yani üst beynimizle okuyoruz,
yazıyoruz, düşünüyoruz, çalışıyoruz, konuşuyoruz, para kazanıyoruz...
Dolayısıyla, genelde baktığımız zaman, bir üst beyin dünyası mevcut. Hepimiz
konuşuyor, ancak hiçbirimiz kolay kolay birbirimizi anlamıyoruz. Neden mi?
Çünkü, üst beyin genelde zeka, para ve şekille ilgili ve biz tüm beynimizi üst
beynimiz sanıyoruz. Oysa, mutlaka alt beynimizin farkına varmamız, ona
ulaşmamızı engelleyen takıntılarımızın neler olduğunu bilmemiz gerekiyor. Ancak
şuuraltı denen, Nusret Kaya'nın ise "ilkel libido" olarak adlandırdığı
takıntılar yüzünden, alt beynimizle bağlantısız yaşıyoruz. Alt beynin daha
huzurlu, başarılı, enerjik olmamız ve insanlarla daha iyi iletişim kurmamız
açsısından neden önemli olduğuna gelince...

Alt beyne ulaşmak şart!
Nusret Kaya, beynimizi bir
buzula, bir Aysberg'e benzetiyor. Buzulun üstünü hepimiz biliyor, görüyoruz.
Ama, ondan çok daha büyük ve derin olan, altını görmediğimiz için, daha
kapsamlı, daha büyük ve daha derin olduğuna hiçbirimiz inanmıyoruz. İşte, Nusret
Kaya'ya göre önemli olan buzulun altını incelemek ve çözümlemeye çalışmak. Kaya,
"Biz, tüm beynimizi, korteksin oluşturduğu kadar zannediyoruz. Bence en büyük
yanılgımız bu. Korteks dediğimiz, sadece buzulun üstü" diyor. Alt beyin, beynin
beyaz hücrelerden oluşan yüzde 72'lik bir bölümü kaplıyor. Üst beynin aksine,
duygularımız başta olmak üzere, sezgisel iletişim ve güçlerimiz ise alt
beynimizle bağlantılı. Yani, alt beyin, tüm duygularımızın ve içgüdülerimizin
kaynağını oluşturuyor. Alt beynin işlevleri bununla da sınırlı değil. Ayrıca,
RNA yoluyla atalarımızdan gelen bilgi şifrelerini depoluyor. Bir diğer görevi
de; iç organlarımızı çalıştırmak. Otonom sinir sistemi dediğimiz kalbimizin
çarpması, bağırsaklarımızın çalışması, tansiyonumuz tüm bunları düzenliyor.
Dolayısıyla, alt beyin çok daha kapsamlı, çok daha güçlü özellikler taşıyor.


Takıntılardan kurtulmalı ama nasıl?
Nusret Kaya'ya
göre insanların büyük çoğunluğu neredeyse yüzde 99'u alt beyni kullanmıyor.
Çünkü, üst beyin ve alt beynin ortasında şuuraltı var. Burada seksüel içerikli
takıntılarımız yer alıyor. Bu takıntılardan kurtulamazsak, ömür boyunca alt ve
üst beyin bağlantısı kurulamıyor, alt beyindeki koca bir hazine
kaybedilebiliyor. Burada esas olan üst beyni devre dışı bırakıp, alt beyne
olumlu telkinler yapmak. Bu konuda Batı'da psikoanaliz yoluyla, rüya analizi ve
serbest çağrışım metoduyla üst beyin devre dışı bırakılarak alt beyne inmeye
çalışılıyor. İşte, rüya analizleriyle bu takıntılardan kurtularak beynin iki
bölümünün bağlantısı sağlanıyor. Böylece üst beyinler daha güçlü oluyor. Bu da
mutluluk, başarı, yaratıcılık, güç ve barış anlamına geliyor.

Alt beyin takıntıları yumuşayınca...
Kaya'ya göre
takıntılarımızdan kurtulduğunuzda üst beyinlerimiz netleşecek, yaratıcılığı
yakalayacağız, gücü yakalayacağız, insanlarla iletişimimizde, onların alt
beyinlerinin de farkına varacağız. Çünkü, insanlarla hatta diğer canlılarla üst
beynimiz şekillere bağlı olarak, alfa frekansıyla iletişim kurarken, alt
beynimiz delta frekansı ile daha derinden iletişim kuruyor. Bu delta frekansı,
insanların kendi aralarındaki ve diğer varlıklarla ilişkilerinde son derece
önemli rol oynuyor. Rüya analizinin nasıl uygulandığına gelince...

Rüyalarınızı not edin...
Üst beynin devre dışı
bırakılabildiği her dönemde alt beyne inmek mümkün. Onun için, üst beynin devre
dışı kaldığı rüyaların analizi son derece önem taşıyor. Peki, rüya analizi nasıl
gerçekleşiyor? Rüya analizinde, eğitim ve çevresel durumunuz ne olursa olsun,
ilk görüşme "bilgi verme" seansından oluşuyor. Bu seansın sözel kısmı,
psikiyatristinizle yaptığınız "genel sohbet" anlamında işleniyor. Yazılı
kısmında ise size beynin yapısı ve rüya analizi terapisinde yararlanacağınız
yazılı dökümanlar veriliyor. İlk seansın sonunda, uykudan önce baş ucunuza bir
kağıt kalem koymanız ve ne kadar garip, saçma, ayıp, komik olursa olsun,
hatırlayabildiğiniz tüm rüyaları, uyanır uyanmaz ya da en geç kahvaltıdan önce,
tüm ayrıntılarıyla yazmanız öneriliyor. Yani, rüyalarınızı üst beyin tam olarak
devreye girmeden yazmanız şart. Aksi takdirde, üst beyin devreye girdiğinde
rüyalarınızı yorumsuz olarak yazmanız mümkün olmayabiliyor. Ayrıca rüyalarınızı
kimseye anlatıp, yorumlatmamaya da özen gösterin. Çünkü yanlış bir yorum, alt
beyninizin takıntılarının artmasına yol açıyor.

Analizlerle huzuru yaklayın
Genelde iki üç seans
beyin kapınızın açılması için yeterli oluyor. Yazdığınız rüyaların sayısı 5-6'
ya ulaştığında ikinci seansın başlaması için doktorunuzdan randevu alıyorsunuz.
Bu seansta 3-4 rüya analizi ağırlıklı seans yapılıyor, şuuraltı ile buzulun
altından bahsediliyor. Bunun sonucunda ise alt beyin takıntılarına inme imkânı
yakalanıyor. Alt beyin takıntılarınızın farkına vardıkça, onların yumuşamaya
başladığını hayretle izliyorsunuz. Son seans çalışması ise özel olarak
geliştirilen bir alt beyin çalışmasından oluşuyor. Seçilmiş ses ve müzik
eşliğinde yapılan uygulamalar, rahatlamanızı sağlıyor ve iyileşmenize yardımcı
oluyor.